Ligin ikinci devresi.. Rakip Bursaspor, maç da onun sahasında… Maç kadrosunu N’doye ile gördüğümde öfke kusuyordum, Ersun Yanal’a..

İlk devre bitene kadar en az 10 maç N’doye’un –en azından- Trabzon’spor da oynatılmaması gerektiğini görememişti, bu sebeple zaten kızgındım.. Bizden sabr istiyordu ama, sabırsız yapanın hataları olduğunu göremiyordu. Başka bir takım daha eleştirilerim vardı o’na ama, kızgınlığım, N’doye’lı kurduğu takım, her maçında 10 kişi oynadı, farkında bile olamamıştı.. kulübe fax’da çekecektim, -Santrafor’suz oyna, Yusuf Erdoğan’ı santrafor oynat diye ama işe yaramaz diye de yapmamıştım.

Ligin ikinci devresi.. Rakip Bursaspor, maç da onun sahasında… Maç kadrosunu N’doye ile gördüğümde öfke kusuyordum, Ersun Yanal’a..

İlk devre bitene kadar en az 10 maç; N’doye’un –en azından- Trabzon’spor da oynatılmaması gerektiğini görememişti.. bu sebeple zaten kızgındım.. Bizden “sabr” istiyordu ama, “sabırsız” yapanın hataları olduğunu göremiyordu. Başka bir takım daha eleştirilerim de vardı o’na ama, kızgınlığım; N’doye’lu kurduğu takıma idi.. Her maçında 10 kişi oynadı takım, farkında bile olamamıştı Yanal.. Kulübe fax’da çekecektim, -Santrafor’suz oyna, -hala futbolcu olamadı ama- Yusuf Erdoğan’ı santrafor oynat, diye; işe yaramaz diye de yapmamıştım.

Asıl işe yaramayan N’doye’u ise, Bursaspor maçı başlar başlamaz yine izlettiriyordu bana.

‘Seyirci’ olan biz değil, kendisi idi; maçın Hakemi’nin –haklı olarak -, N’doye ve Uğur’a kart gösterecek olduğunu görmesi, özellikle de Uğur’u,”-Sakin ol” şeklinde uyarması gerekmesine rağmen de maçı izleyemediği(!) için göremiyor(!); bunu yapamıyordu!

Takım iyi denilebilecek oynuyor, 2-0’ı buluyor; N’doye’un bir hatası başka hatalarla bizde gol olarak doğunca, ilk yarı 2-1 Trabzonspor galibiyeti ile bitiyordu.

Duyamayacaktı ama, televizyon başında Ersun Yanal’a; ikinci yarıya N’doye ile çıkmaması için kızıyordum! Duymadı da ama, kendine yakışanı yaptı; N’doye’un işe yaramaması bir tarafa, ‘Hakem’in onu atacağını da görememişti.. İkinci devre başında maçın Hakemi, İlk devrede söylemek istediğini” yaptı, kırmızı kart’ı gösteriyordu. 

Trabzonspor 10 kişi kalınca bir forvet oyuncusu olan Castillo’yu çıkarıyor; müdaafa oyuncusu diyebileceğimiz Medjani’yi oyuna alıyordu. O dakika’dan sonra da kalecimiz Onur hariç 9 kişi, ceza sahası üzeri ve hemen ön metrelere çekiliyordu. 

Çünkü; Ersun Yanal öyle buyurmuştu! Böylelikle takımını ‘durdurdu!’.. unuttuğu şey ise Bursaspor’un ‘durdurulan’ Trabzonspor savunma surları üzerine gittikçe gitmesinin de önünü açması oldu.. Sanki Bursaspor antrenöri idi!

Böyle bir taktik oyun ile takım ‘yaşayamazdı’, dağılabilirdi; maçı aldığımız için görülmüyor ya da doğru gözler olmadığı için görülemiyor ama; Yusuf Yazıcı bir ara ‘dağıldığı’ için 30-40 metreden kaleye geri pas yapıyor; o’nun pas verdiği Bursaspor oyuncusu Batalla; kalecimiz Onur’un da gayreti de var ama, topu kullanamadığı için golü yemekten kurtuluyorduk. 

Eğer o top gol olsaydı veya berabere veyahutta aleyhimize sonuçlansaydı –maçı aldığımız için- övgüler yağdırdığımız Yusuf Yazıcı, daha ilk gününde tu-ka olacak, sönecekti! Olmadığı için Yusuf Yazıcı ve Ersun Yanal yaşıyor! N’doye güvenip Muhammet Beşir’i, yine önemli bir oyuncu olabilecek Ramazan Övüncü de yaşatmayan o idi. 

Ben nasıl sabr edeyim; bir devre boyu takım, tamamen kapanarak, baskı altında kalarak maçı nasıl bitirebilirdi. 

Oyun sürüyor, ileriye gidemiyoruz, -Böyle maç kazanılamaz der dururken, Yusuf Erdoğan’ı oyuna alıyor; o hiç istikrarlı olmadı, arada bir oynadığı iyi maçlardan birini oynadı, Bursaspor’un azgın toplar ile Trabzonspor savunmasını dövmesi duruyor; gol atabileceğimiz pozisyonlar yakalıyorduk. Bunlardan birinde, bir başka N’doye diyebileceğimiz Aytaç; Yusuf’un önüne koyup, -Gol yapmak sana kaldı dediği pasın içine ediyordu!

Savunmada kalmayıp ileriye top taşınması hadisesi sonucu Bursaspor artık Trabzonspor’un üzerine gelemiyor; sonucunda da maçı alıyorduk.. 

Peki de haftaya tekrar maçımız ve Ersun Yanal yine var.

Bursaspor maçında Hakem’in kırmızı kart göstermesi; “N’doye ıstırabımızı” dindirecek olsa da Ersun Yanal’ın, Trabzonspor için ‘tehlikeli’ olacak olması hâli yine de sürecek gibi görünüyor.

Bizim gibi ülkelerde “diplomalı” olmanın, kişiye bulunduğu makamı hakkediyor olması demek olmuyor. Diploma SONRASI asıl da yetiştirebilir kendini insan; ama Bursaspor maçımızda da göremedim, ufukta da göremiyorum.

Haliyle de kendileri taraftardan “sabr istese de”, Ersun Yanal’a sabr’ım yine yok..

Dilerim yanılırım.. ruh sağlığım için gereken sabr’ımı bozmamış olur!

Diğer taraftan.. “ruh sağlığımın” bozulmaması için “balığın baştan kokmaması” gerektiğini savunurum…

Ahmet MUSAOĞLU